LE MISANTROPE


Bizler barışın yozlaştırdığı kaotik insanlarız. Ruhlarımız, savaş meydanlarına atılan fosgen gazından müteşekkildir. Bedenlerimizi kurşunların, şarapnellerin önüne fırlatmaktan keyif duyarız. Ölümümüz ne vatan içindir ne de din için. Bizler sadece kurtuluş için ölürüz. Özgürlük anlayışımız savaşın içinde yitip gitmektir.

Yaşadığımız çağ; bütünüyle yozlaşmanın, yalancılığın, lümpen bir popülizmin çağıdır. Bizler bu çağa karşı başkaldıranlarız. Bu düzenin yüzüne tüküreceğiz ve yapılmasını yasakladığı büyük idealler için savaşacağız! Çizilen sınırları yok sayıp “Kaos”un egemenliğini kuracağız. Kapitalizmin bütün kollarını savaş botlarımızla ezeceğiz, dipçiklerimizle deleceğiz. Bizler Fiume’nin miraslarıyız.

Çağın insanları, demokrasinin gayrimeşru çocukları, bizleri hor görecek. Bizleri aşırılıkçı olarak nitelendirip hayatlarındaki köleliği kutsayacaklar. Burjuvazinin bizlere attığı birkaç kemik için şükredeceğimize ölmeyi yeğleriz. Evola’nın dediği gibi yaşayacağız:

“Radikal olun, prensipleriniz olsun, mutlak olun, burjuvanın ‘aşırıcı’ dediklerinden olun. Kendinizi hesapsız biçimde davanıza verin, onların ‘hayatın gerçekleri’ dediği şeyleri reddedin ve o çeşit bir hayatın kabul etmeyeceği şekilde davranın, sonsuz mücadele ilkesini asla aklınızdan çıkarmayın.”


Hürriyete korkuyla bakanlara karşı;

Zaferleri, deldi yerküreyi ve arşı.

Ey Fiume! Ey kaosun otokrasisi!

D’Annunzio! Ey kumandanların en asisi!

Yücelt kutsi şiirin egemenliğini!

Yık, köhnemişlerin ahlak şenliğini!

Yorumlar