Mussolini'nin Karanlık Yılı - Ernst Nolte


    

    Hiçbir reaksiyon şaşırtıcı değil. Bir yandan Faşistler, Fiume girişiminin "tarzı"nı milliyetçilere nazaran çok daha az çekinceyle benimsediler; öte yandan Faşistlerin lideri -Mussolini- için D'Annunzio'nun büyük macera yılı, siyasi kariyerinin en karanlık yılı anlamına geliyordu ve Komutan'a olan sadakati şüpheden muaf değildi. Bu süre boyunca Mussolini İtalya'da D'Annunzio'nun kişisel gazetecisinden başka bir şey değildi. Ronchi Yürüyüşü'nden hemen sonra Fiume'nin kendi devletinin merkezi olduğunu ve o andan itibaren onun ve faşistlerin yalnızca bu devlete itaat edeceğini ilan etti. (Roma'daki hükümet bu hain söyleve "quel porco di Nitti" lafı gibi [Mussolini, onu ve D'Annunzio'yu açıkça hor gören İtalyan Başbakanı Francesco Saverio Nitti'ye domuz demişti.] aldırmadı.) Mussolini, D'Annunzio'nun lejyonerlerinden biri olmayı istiyordu: "Disiplinli asker ... Komutan'ın idaresinde." İlk başta şaire yazdığı kişisel mektuplarında ona "Canım D'Annunzio" diye hitabederken sonradan resmileşerek şaire "Senin askerinim." demeye başladı. Bu ikinci adam rolünün Mussolini'ye ne kadar az uyduğu, karakterindeki anarşist ve bireyci çizginin bu dönemde diğer özelliklerinden daha güçlü bir şekilde ortaya çıkmasından anlaşılabilir. Faşizm, onun için "tüm sapkınlıkların kilisesi, tüm sapkınların sığınağı" olmuştu. Gençlik günlerinde kendisi için önemli bir düşünürle yolunu tekrar kesiştirmek için şöyle demişti: "Bireylerin temel güçlerinin yolunu açık bırakın, çünkü bireyden başka bir insan gerçekliği yoktur. Neden Stirner yeniden gündeme gelmesin?” (Torquato Nanni'den aktarılana göre Schopenhauer ve Nietzsche ile birlikte, Stirner de her zaman genç Mussolini'nin masasında bulunuyordu.) Gelecekte devlet kavramını restore edecek bu adamın o dönemlerdeki zihinsel vahimliğini hiçbir şey aktaracaklarım kadar iyi özetleyemez: "Tüm türleri ve tüm cisimleşmiş hâlleriyle, kahrolsun devlet. Dünün, bugünün, yarının tüm devletleri, kahrolsun. Burjuvası, sosyalisti, tüm devletler yıkılsın. Bireyciliğe mahkûm olan, bugünkü karanlığın içinden geçip, yarının belirsizliğine doğru ilerleyen bizler için geriye bir tek şey kaldı: Bugün saçma görünen, ama tüm o teselli veren niteliğiyle varlığını koruyan anarşi dini!

                                                                    ***

NOT: Yazıda tırnak işaretiyle verilen tüm alıntılar İtalyan Diktatör Mussolini'nin yazılarından alınmıştır.

 













Yorumlar